Bir programcı hangi dili yazabildiğine bakmaksızın programında genellikle ilk olarak ‘hello world’ yazdırır. Bu bir gelenektir, bunu yapabilen program çalışıyor yani yaşıyor demektir.
https://m.wmaraci.com/nedir/hello-world
Bu felsefeyi bir insanda konuşuyor olsaydık, ben yaşamaya senin adını söylediğimde başlamış olmalıydım, seninle açtım gözlerimi.
Ne hikmettir bu Yarab, ne güzel!
Herhalde yeryüzünde değiliz;
Sahiden biz nerdeyiz sevgilim?
Bir programcının ellerindeki iki karakteriz, gözlerimizi açtık. Bize ait hiçbir anın, bir gece yarısında, hüzün dolu bir halde, aklına gelip seni düşündürecek kadar küçük bir zamana sığmasına izin vermeyelim. Ömür, çoğu zaman bize ikinci şans vermez, ilkinde yaşanan pişmanlıklar ikincisi olmadığını anladığında logaritmik artar.
daha çok anlat dedim.
-hoşuna gidiyor mu?
-çok.elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.
-bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?
-gider gibi yaparız.
Gider gibi yapacağımız yollar olmasın, 2.5 saatlik yollar bize bakkala gitmek gibi geliyor. Dünyamız bir araya gelince değişiyor. Bir eylül akşamında aşık olacak gibiydik, gözlerinde atıyordu kalbin, yaprak çıtırtılarında yürüyorsun.
şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. acı insanın yüreğini paralayan, sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi. kollarda, kafada en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi. “
Aniden aklına geldimizde utanmayalım birbirimizden, bekledin mi beni sorusuna, hep seninleydim diyelim. Birbirimizi tanımadan evvel “belki benim kağıt param bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir” artık tüm varlığımız ikimiz olalım.
aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, meğer her masala seni anlatarak başlarmış. ‘bir varmış, bir yokmuş’…
Küçük dünyanın büyük aşkı…
Büyük aşkın küçük kalpleriyiz.
Ben seninim gece benim sabah benim.